- Araştırmalara göre dünyada en çok konuşulan konu din, en fazla okunanlar ise din kitaplarıdır.
- Buna rağmen inandığı dinin prensiplerini "kutsal kitabından" öğrenenlerin sayısı pek azdır.
- Diğer dinlerin bilgileri ise tamamen kulaktan dolmadır ve gereksiz kavgalar üretmektedir.
- Bu sayfa Kur'an'ın ayetlerini içerir; ancak onu öğretmek veya reklamını yapmak amacı gütmez.
- Her gün kitabın 1/365'lik kısmı yayınlanarak, daha rahat okunup anlaşılması hedeflenmiştir.
- Kitapları "şöyle bir" inceleyenler, ana fikir açısından kitaplar arasında kavgaya sebep olacak bir fark göremeyeceklerdir.
Kur'an (302. Gün)
Diyanet İşleri Başkanlığı meâli (İniş sırası) |
|
| el-BAKARA | |
| 223 | Kadınlarınız sizin için bir tarladır. Tarlanıza nasıl dilerseniz öyle varın. Kendiniz için önceden (uygun davranışlarla) hazırlık yapın. Allah'tan korkun, biliniz ki siz O'na kavuşacaksınız. (Yâ Muhammed!) müminleri müjdele! |
| 224 | Yeminlerinizden dolayı Allah'ı (O'nun adını), iyilik etmenize, O'ndan sakınmanıza ve insanların arasını düzeltmenize engel kılmayın. Allah işitir ve bilir. |
| 225 | Allah sizi kasıtsız yeminlerinizden sorumlu tutmaz. Lâkin kasıtlı yaptığınız yeminlerinizden dolayı sizi sorumlu tutar. Allah gafûrdur, halîmdir. |
| 226 | Kadınlarına yaklaşmamaya yemin edenler dört ay beklerler. Eğer (bu müddet içinde) kadınlarına dönerlerse, şüphesiz Allah çokça bağışlayan ve esirgeyendir. |
| 227 | Eğer (müddeti içinde dönmeyip kadınlarını) boşamaya karar verirlerse (ayrılırlar). Biliniz ki, Allah işitir ve bilir. |
| 228 | Boşanmış kadınlar, kendi başlarına (evlenmeden) üç ay hali (hayız veya temizlik müddeti) beklerler. Eğer onlar Allah'a ve ahiret gününe gerçekten inanmışlarsa, rahimlerinde Allah'ın yarattığını gizlemeleri kendilerine helâl olmaz. Eğer kocalar barışmak isterlerse, bu durumda boşadıkları kadınları geri almaya daha fazla hak sahibidirler. Erkeklerin kadınlar üzerindeki hakları gibi, kadınların da erkekler üzerinde belli hakları vardır. Ancak erkekler, kadınlara göre bir derece üstünlüğe sahiptirler. Allah azîzdir, hakîmdir. |
| 229 | Boşama iki defadır. Bundan sonrası ya iyilikle tutmak ya da güzellikle salıvermektir. Kadınlara verdiklerinizden (boşanma esnasında) bir şey almanız size helâl olmaz. Ancak erkek ve kadın Allah'ın sınırlarında kalıp evlilik haklarını tam tatbik edememekten korkarlarsa bu durum müstesna. (Ey müminler!) Siz de karı ile kocanın, Allah'ın sınırlarını, hakkıyla muhafaza etmelerinden kuşkuya düşerseniz, kadının (erkeğe) fidye vermesinde her iki taraf için de sakınca yoktur. Bu söylenenler Allah'ın koyduğu sınırlardır. Sakın onları aşmayın. Kim Allah'ın sınırlarını aşarsa işte onlar zalimlerdir. |
| 230 | Eğer erkek kadını (üçüncü defa) boşarsa, ondan sonra kadın bir başka erkekle evlenmedikçe onu alması kendisine helâl olmaz. Eğer bu kişi de onu boşarsa, (her iki taraf da) Allah'ın sınırlarını muhafaza edeceklerine inandıkları takdirde, yeniden evlenmelerinde beis yoktur. Bunlar Allah'ın sınırlarıdır. Allah bunları bilmek, öğrenmek isteyenler için açıklar. |
| 231 | Kadınları boşadığınız ve onlar da bekleme müddetlerini bitirdikleri vakit ya onları iyilikle tutun yahut iyilikle bırakın. Fakat haksızlık ederek ve zarar vermek için onları nikâh altında tutmayın. Kim bunu yaparsa muhakkak kendine kötülük etmiş olur. Allah'ın âyetlerini eğlenceye almayın. Allah'ın sizin üzerinizdeki nimetini, (size verdiği hidayeti), size öğüt vermek üzere indirdiği Kitab'ı ve hikmeti hatırlayın. Allah'tan korkun. Bilesiniz ki Allah, her şeyi bilir. |
| 232 | Kadınları boşadığınız ve onlar da bekleme müddetlerini bitirdikleri vakit, aralarında iyilikle anlaştıkları takdirde, onların (eski) kocalarıyla evlenmelerine engel olmayın. İşte bununla içinizden Allah'a ve ahiret gününe inanan kimselere öğüt verilmektedir. Bu öğüdü tutmanız kendiniz için en iyisi ve en temizidir. Allah bilir, siz bilmezsiniz. |
| 233 | Emzirmeyi tamamlatmak isteyen (baba) için, anneler çocuklarını iki tam yıl emzirirler. Onların örfe uygun olarak beslenmesi ve giyimi baba tarafına aittir. Bir insan ancak gücü yettiğinden sorumlu tutulur. Hiçbir anne, çocuğu sebebiyle, hiçbir baba da çocuğu yüzünden zarara uğratılmamalıdır. Onun benzeri (nafaka temini) vâris üzerine de gerekir. Eğer ana ve baba birbiriyle görüşerek ve karşılıklı anlaşarak çocuğu memeden kesmek isterlerse, kendilerine günah yoktur. Çocuklarınızı (süt anne tutup) emzirtmek istediğiniz takdirde, süt anneye vermekte olduğunuzu iyilikle teslim etmeniz şartıyla, üzerinize günah yoktur. Allah'tan korkun. Bilin ki Allah, yapmakta olduklarınızı görür. |
| 234 | Sizden ölenlerin, geride bıraktıkları eşleri, kendi başlarına (evlenmeden) dört ay on gün beklerler. Bekleme müddetlerini bitirdikleri vakit, kendileri hakkında yaptıkları meşru işlerde size bir günah yoktur. Allah yapmakta olduklarınızı bilir. |
| 235 | (İddet beklemekte olan) kadınlarla evlenme hususundaki düşüncelerinizi üstü kapalı biçimde anlatmanızda veya onu içinizde gizli tutmanızda size günah yoktur. Allah bilir ki siz onları anacaksınız. Lâkin, meşru sözler söylemeniz müstesna, sakın onlara gizlice buluşma sözü vermeyin. Farz olan bekleme müddeti dolmadan, nikâh kıymaya kalkışmayın. Bilin ki Allah, gönlünüzdekileri bilir. Bu sebeple Allah'tan sakının. Şunu iyi bilin ki Allah gafûrdur, halîmdir. |
| 236 | Nikâhtan sonra henüz dokunmadan veya onlar için belli bir mehir tayin etmeden kadınları boşarsanız bunda size mehir zorunluğu yoktur. Bu durumda onlara müt'a (hediye cinsinden bir şeyler) verin. Zengin olan durumuna göre, fakir de durumuna göre vermelidir. Münasip bir müt'a vermek iyiler için bir borçtur. |
| 237 | Kendilerine mehir tayin ederek evlendiğiniz kadınları, temas etmeden boşarsanız, tayin ettiğiniz mehrin yarısı onların hakkıdır. Ancak kadınların vazgeçmesi veya nikâh bağı elinde bulunanın (velinin) vazgeçmesi hali müstesna, affetmeniz (mehirden vazgeçmeniz), takvâya daha uygundur. Aranızda iyilik ve ihsanı unutmayın. Şüphesiz Allah yapmakta olduklarınızı hakkıyla görür. |
| 238 | Namazlara ve orta namaza devam edin. Allah'a saygı ve bağlılık içinde namaz kılın. |
| 239 | Eğer (herhangi bir şeyden) korkarsanız (namazlarınızı) yürüyerek yahut binmiş olarak (kılın). Güvene kavuştuğunuz zaman, siz bilmezken Allah'ın size öğrettiği şekilde O'nu anın (namaz kılın). |
R. İhsan Eliaçık Meâli (İniş sırası) |
|
| BAKARA | |
| 223 | Eşleriniz sizin için ürün veren toprak gibidir. Öyleyse toprağınızı dilediğiniz gibi işleyin, ama önce kendinizi hazırlayın. Sakının. Biliniz ki siz O'na kavuşacaksınız. İman edenleri müjdele..! |
| 224 | Allah adına verdiğiniz yeminli sözler iyilik etmenize, Allah'ın öfkesini çekmekten sakınmanıza ve insanların arasını bulmanıza engel teşkil etmesin. Allah her şeyi işitiyor, her şeyi biliyor. |
| 225 | Allah, düşünmeden verdiğiniz yeminli sözlerden dolayı sizi sorumlu tutmayacaktır. Fakat bile bile verdiğiniz yeminli sözlerden sorumlusunuz. Allah çok bağışlayıcı, çok hoşgörülüdür. |
| 226 | Eşlerine yaklaşmayacaklarına yeminle söz verenler için dört ay bekleme süresi vardır. Şayet o süre içinde dönerlerse, unutmayın ki Allah çok bağışlayıcıdır, sevgi ve merhamet kaynağıdır. |
| 227 | Fakat boşanmaya kararlı iseler, Allah her şeyi işitiyor, her şeyi biliyor. |
| 228 | Boşanmış kadınlar evlenmeksizin üç âdet boyunca beklesinler. Allah'a ve ahirete iman ediyorlarsa, önceki evlilikten kalma hamileliklerini gizlemeleri doğru olmaz. Gerçekten barışmak istiyorlarsa, bu bekleme süresi içinde onlarla evlenmeye daha çok kocaları hak sahibidir. Kocaların kadınlar üzerindeki hakları ile kadınların kocaları üzerindeki hakları adalet ölçülerine göre birbirine eşittir. Şu kadar ki, kocaların kadınlar üzerindeki hakları bir derece daha fazladır. Allah çok güçlüdür, çok bilgedir. |
| 229 | Boşanma iki defadır. Bundan sonra evlilik ya mutlu bir şekilde devam eder veya dostça sona erdirilir. Boşama sırasında eşinize önceden vermiş olduğunuz şeyleri geri istemek yakışık almaz. Fakat evlilik haklarını koruyamaz hale gelmişlerse durum değişir. Bu durumda, kadının boşanmak için kocasına bir şeyler vermesinde sakınca yoktur. İşte bunlar Allah'ın tayin ettiği sınırlardır, sakın bunları çiğnemeyin. Her kim Allah'ın sınırlarını çiğnerse işte onlar zâlimlerdir. |
| 230 | Eğer koca, eşini ikinci boşamadan sonra üçüncü kez boşarsa, artık kadın başka bir erkekle evlenmedikçe bir daha onunla evlenemez. Eğer kadın sonraki erkekten de boşanırsa, evlilik haklarını koruyabileceklerine de artık inanıyorlarsa, tekrar evlenmelerinde bir sakınca yoktur. Bunlar akıl ve vicdan sahipleri için Allah'ın açıkladığı sınırlardır. |
| 231 | Kadınları boşadığınız ve onlar da bekleme sürelerinin sonuna yaklaştığında, ya mutlu bir şekilde birleşin, yada dostça ayrılın. Onları, istemedikleri halde işkence çektirircesine yanınızda tutmayın. Kim bunu yaparsa kendine kötülük etmiş olur. Allah'ın ayetlerini ciddiye alın. Allah'ın sizin üzerinizdeki nimetini, size öğüt vermek üzere indirdiği kitabı ve bilgeliği hatırlayın. Daima sakının. Allah her şeyi biliyor. |
| 232 | Kadınları boşadıktan sonra, bekleme sürelerinin sonuna gelmişlerse, uygun birini buldukları takdirde evlenmelerine mani olmayın. Kim Allah'a ve ahiret gününe inanıyorsa bu öğütleri dikkate alsın. Sizin için erdemli olan budur. Allah biliyor, siz bilmiyorsunuz. |
| 233 | Dul anneler, eğer emzirme süresini tamamlamak istiyorlarsa çocuklarına iki tam yıl bakabilirler. Yeme içme ve giyimlerini uygun bir şekilde temin etmek babaya düşer. Hiç kimse taşıyabileceğinden daha fazlasıyla yükümlü tutulamaz. Hiç bir anne, çocuğu sebebiyle, hiç bir baba da çocuğu yüzünden zarara uğratılmamalıdır. Annenin masrafları babanın yakınlarına da düşer. Eğer anne ve baba birbiriyle görüşerek ve karşılıklı anlaşarak çocuğun bir tarafta kalmasını kararlaştırırlarsa, bunda bir sakınca yoktur. Eğer çocuklarınıza sütanne tutup emzirtmek isterseniz, sütanneye örfe uygun bir şekilde hakkını verdiğiniz takdirde bunda da bir sakınca yoktur. Daima sakının, bilin ki Allah yaptığınız her şeyi görüyor. |
| 234 | İçinizden birisi ölür de geride dul kadınlar bırakırsa, bunlar evlenmeden dört ay on gün beklerler. Bekleme süreleri bitince, kendi haklarında verecekleri kararlarında size bir günah yoktur. Allah, tüm yaptıklarınızdan haberdardır. |
| 235 | Dul kadınlarla evlenme niyetinizi hissettirmenizde veya açığa vurmadan, böyle bir niyet taşımanızda sakınca yoktur. Allah içinizden ne geçirdiğinizi biliyor. Niyetinizi kapalı kaplar ardında iş çevirerek değil, onlara açık açık söyleyin. Emredilen bekleme süresi dolmadan evlenmeye kalkışmayın. Allah içinizden ne geçirdiğinizi biliyor. Daima Sakının. Şunu iyi bilin ki Allah çok bağışlayıcıdır, sevgi ve merhamet kaynağıdır. |
| 236 | Nikâhtan sonra henüz gerdeğe girmediğiniz veya belli bir mehir tayin etmediğiniz kadınları boşamanızda bir sakınca yoktur. Bu durumda bile onlara, hediye cinsinden bir şeyler verin. Zengin olan durumuna göre, fakir de durumuna göre vermelidir. Böyle münasip hediyeler vermek erdemli olmanın şanındandır. |
| 237 | Mehir tayin ederek evlendiğiniz kadınları gerdeğe girmeden boşarsanız, tayin ettiğiniz mehrin yarısı onların hakkıdır. Ancak, kadın bunu istemeyebilir veya koca hepsini verecek kadar cömert de olabilir. Fakat mehrin tamamını bağışlamak, erdemliliğe daha yaraşır bir davranıştır. Birbirinize karşı alabildiğine cömert ve kibar olmalısınız. Allah, bütün yaptıklarınızı görüyor. |
| 238 | Destekleşme / dayanışma toplantılarınızı aksatmadan sürdürün. Özellikle merkezi / ana destekleşme/ dayanışma toplantısını... Allah için içtenlikle uyakta tutun. |
| 239 | Eğer (aksatmasından, gecikmesinden) endişe ederseniz yürüyerek / hızla ya da binek üzerinde (gelerek dahi olsa aksatmayın). Normale dönünce / emin olunca Allah'ı anın (salâtın gereklerini yapın) size bilmediklerinizi öğreten O'dur. |
WhatsApp ile iletişim