Köleci taktikleri

İçinizde zenci kölelerin ızdıraplarını konu alan bir filmi izlemeyen veya bir kitabı okumayan yoktur sanırım. Hafızalarınızı zorlamanızı isteyeceğim.

Zengin bir ailenin yaşadığı çok gösterişli bahçe içinde kocaman bir malikane vardır. Su içmeleri bile izne tâbi, boncuk boncuk terleyen, suratları acıdan daha da siyahlaşmış erkek, kadın, genç, yaşlı zenci köleler, bu aileye ait olan tarlalarda güneş altında tüm gün çalışırlar. At üstünde bir elleri tüfekli bir elleri kırbaçlı beyaz gardiyanlar köleleri denetlerler.

Elbiseleri yırtık, ayakları çıplak, yedikleri yemekler köpeklere verilen cinsten, yattıkları yerler hayvan ahırlarından daha berbat olan yüzlerce kölenin bu yaşadıkları yüreklerimizi dağlar, çoğu zaman gözyaşlarımızı tutamayız.

Civarda bulunan diğer çiftliklerde de durum aynıdır. Az sayıdaki egemenler, sayıları binleri bulan köleleri bütün bölgede acımasızca sömürür dururlar. Muhakkak sizin de içinizden geçmiştir ki, keşke bu zenciler hep beraber ayaklansalar, birlik olsalar ve bu zalim egemen azınlığı bir kaşık suda boğsalar.

Ama maalesef bu hiç bir zaman gerçekleşmez. Bireysel bazı karşı duruşlar olur, ama kırbaç veya kurşun marifeti ile etkisiz hale getirilirler. Gizli bir güç, ezilenlerin birlik olmalarını daima engeller.

Şimdi geldik zurnanın zırt dediği yere... Bu gizli güç nedir?

Aslında ortada gizli bir güç filan yoktur. Köle sahibi egemenlerin uyguladıkları bir plan vardır ve bu plan işletildiği müddetçe kölelerin birlik olup bu zulmü ortadan kaldırmaları asla mümkün olmaz. Plan ise çok basittir: Halinden memnun köleler yaratmak.

Zorlayın hafızalarınızı... Sömürücü köle sahibi zenginler, kölelerin içinden eli ayağı nispeten daha düzgün olan 10-15 tanesini malikaneye alırlar ve onları diğer kölelerden ayırırlar. Bunlardan kimini bahçevan, kimini hizmetçi, kimini aşçı, kimini çocuk bakıcısı, kimini de araba sürücüsü yaparlar.

Bunlara, asla tarlalarda çalıştırdıkları diğer kölelere davrandıkları gibi davranmazlar. Bunlar efendilerinin yediklerinden yerler, yattıklarına benzer yerlerde yatarlar, izin günü kullanırlar, evlenebilirler, kiliseye giderler, pırıl pırıl elbiseleri ile kendilerine verilen görevleri en iyi şekilde yerine getirmeye çalışırlar.

Yine köledirler aslında; ama "halinden memnun kölelere" dönüştürülmüşlerdir.

Zurnadan çıkan "zırt" sesini duyabildiniz mi? Tarlalardaki köleler ne zaman bir hak isteme veya başkaldırı olayına yeltenseler, onlara ilk karşı çıkanlar efendilerinin yanında saf tutan bu halinden memnun köleler olur. Muhbirlik yaparlar, mevcut nizamın bozulmaması için diğer kölelere telkinde bulunurlar, hatta sıcak bir çatışma sözkonusu olursa da ellerinde tüfekle malikaneyi ve efendilerini bir köpek gibi korurlar.

İşin daha da acı tarafı, halinden memnun olan kölelere köle olduklarını da asla kabul ettiremezsiniz artık... Plan ezelden beri böyle kurulmuştur.

Diyeceksiniz ki, "ama tarladaki köleler 1000 kişi, evdekiler ise 10 kişi, nasıl oluyor bu?"

Bal gibi olur. Çünkü görünüşte dev gibi bir ağacı kesip deviren de el kadar bir demir parçasıdır. Ama baltanın ağaçtan yapılmış sapından kuvvet alamazsanız, o el kadar demir parçası ile koca ağacı asla deviremezsiniz.

Mustafa Orhan METİN - 2017

Bu deneme yazısını paylaşabilirsiniz.

Diğer deneme yazıları